Hipnoterapi Bir Mit Mi Yoksa Gerçekten Hayatinizi Degistirebilir Mi?

Hipnoz ve hipnoterapi ile uğraşmaya başladığımdan beri en çok ve ilk karşılaştığım soru ‘Hipnoterapi gerçekten ise yarıyor mu oldu. Malesef ki pek çok kişi hipnoz ve hipnoterapi ile ilgili kulaktan dolma yanlış bilgilerden dolayı çekimser kalıyor ve hayatlarındaki birçok probleme olan bakış açılarını değiştirme konusunda zorlanıyorlar. Bu yazımda, hipnoterapinin neden ve nasıl yıllar boyunca pek çok insana hayatlarını değiştirmelerinde yardımcı olduğundan bahsedeceğim. Hipnozun ise yarayıp yaramadığına dair karar ise sizin. 

Hollywood’un benzersiz oyunculuğu ve senaryolarının yanına, eğlence amaçlı yapılan hipnoz gösterileri eklenince, pek çok kişi hipnozun ‘bilincin kontrolünü kaybetmek’ olduğunu düşünüyor. Oysa ki, hipnoz algının rahatlamaya yönlendirilmesinden ve beyin dalgalarının yavaşlamasından ibaret.

Hipnozun kökeni 18. yüzyıla, Franz Mesmer adındaki Alman doktorun hipnotizmi ilk kullanımına dayanıyor. Mesmer, tam olarak adlandırmadıysa da bugün kullandığımız yöntemlerle hastalarına yardim ediyordu. Mesmer’den sonra Sigmund Freud’da dahil olmak üzere birçok bilim adamı hipnozu ve hipnoterapiyi kullanmaya devam etti. Psikanalizin bulucusu olarak kabul edilen Sigmund Freud, bilinçaltı kelimesini ilk irdeleyen bilim adamı oldu. Freud’un bu konudaki teorisi ise, ‘Baskı’ ya dayanıyor. Ona göre düşünceler, duygular ve anılar aktif olarak bilinçaltına bastırılıyor ve her ne kadar farkında olmasak da bu bilgiler hala bilinçaltımızda kalmaya devam ediyor (Freud, Introductory lectures on psychoanalysis (1916-17). Part III. General theory of the neuroses (1917). Lecture XIX: Resistance and repression, 1971). Freud hipnoterapiyi kariyerinde belli bir sure kullandı, ancak hipnoterapi yöntemiyle her hastasında ayni sonucu alamayınca, bu konudaki bağdaşmazlık yüzünden hipnozun güvenilir bir terapi yöntemi olmadığına karar verdi.

 

hypnotherapy for healing

Herkes Hipnoz Olabilir mi?

Yıllar boyunca hipnozun sadece toplumun belli bir kısmına faydalı olabileceğine inanıldı. Yakın zamanda ‘Harvard Group Scale’in (Shor and Orne, 1962) bulgularına göre, kişinin hipnoza yatkınlığı zamana, duruma ve olaylara göre değişebiliyor. Toplumun tamamı farklı hipnotik derinlikler olsa da hipnoz edilebilir. Üstelik, toplumun yaklaşık %10’u, hipnoza diğerlerinden daha yatkın. Bu demek oluyor ki, herkes hipnoz halini deneyimleyebilir. Hatta hepimiz günlük hayatımızda hipnozu doğal yollardan deneyimliyoruz. Örneğin, yatmadan önceki son yarim saat içerisinde genelde doğal olarak hipnozda oluyoruz. Yastığa basimizi koymamız ve uykuya dalmamız arasındaki o, rüya görmekle görmemek arasındaki hal, doğal olarak hipnozu deneyimlediğimiz anlardan sadece bir tanesi. Yani aslında hepimiz daha önce hipnoz olduk! Peki neden hipnoterapi herkes için ayni sonucu vermiyor?

 

Hipnoterapi Neden Herkes için Ayni Sonucu Vermiyor? 

Motivasyon

Öncelikle, hipnoterapinin başarılı olması büyük ölçüde kişinin kararlılığına ve isteğine bağlı. Örneğin, sadece esi istiyor diye sigara bırakmak için hipnoz ile terapi görmek isteyen birisine, hipnoz yardımcı olamaz. Kişinin, konuyla ilgili isteği ve kararlılığı terapinin yönünü belirleyecektir. Hipnoz bir sihirli değnek gibi sizde değişim yaratmaz ama sizin kendinizde istediğiniz değişimi yaratmanız için size uygun olan yolları gösterir. Bu sebeple, hipnoterapiye başlamadan önce, kişi, bu değişimi isteyip istemediğinden emin olmalıdır.

 

Hipnoterapist

Hipnoterapinin ise yaramadığı durumlardan biri de terapistin yeterli bilgisi olmamasından kaynaklanabilir. Günümüzde hipnoterapi lisansı almak hem kolay hem zor olabilir. Hipnoterapi eğitimleri 2 günlük workshoplar da olabiliyor, 1 yıllık bir programda. Aradaki fark ise düşünüldüğünden daha fazla. Malesef ki kısa sureli eğitimlerde hipnozla ilgili oldukça fazla bilgi verilirken, terapi ile ilgili olan eğitimler eksik kalıyor. Hipnoterapinin basari oranında, danışan ve terapist arasındaki ilişki ve iletişim çok önemli. Terapistin, danışanı anlaması, sorularını cevaplayabilmesi ve sonuc olarak, kişiye göre bir terapi planlaması, hipnoterapinin faydalı olması için en önemli etkenlerden bir tanesi.

 

 Algı

Uzun bir sure hipnoterapinin herkeste faydalı olmamasının bir başka sebebi ise, terapide, hep ayni hipnoterapi yöntemlerinin kullanılması oldu. Yakın zamanda, unlu hipnoterapist ve psikolog Dr. John Kappas, herkesin bilgiyi ayni şekilde öğrenmediğini ve algılamadığını vurguladı. Bu durum, doğal olarak hipnoterapinin basari oranını da etkiliyor. Örneğin toplumun bir kısmı bilgiyi direk olarak algilarken, bir kısmı ise dolaylı yoldan algılıyor. Hipnoz, bilinçaltının öğrenme halidir ve kişinin algısına göre şekillendirilmesi de hipnoterapinin başarılı olması için önemli koşullardan bir diğeri.

 

Sonuç

Karar sizin. Hipnoz ve hipnoterapi alanındaki son 65 yılda olan araştırmalar, hipnoterapinin kaygı bozuklukları, alışkanlıkları değiştirme, kilo verme, doğum, uyku problemleri, ağrılar gibi ve daha pek çok konuda faydalı olabileceğini gösteriyor. Yüzyıllardır pek çok insanın iyileşmesine, değişmesine ve farkındalığına yardımcı olan bu terapi yöntemi, sizin için de faydalı olabilir!

 









Biliyor muydunuz?

Mezunu olduğum Hypnosis Motivation Institute (HMI), Amerika’da ve dünyada akredite olan tek hipnoterapi okulu. Eğitim ise, yarısı staj olmak üzere toplamda 1 yıl sürüyor

 

Biliyor muydunuz?

Eğer hipnozdan ve hipnoterapiden çekiniyorsanız, oto hipnoz ile başlayabilirsiniz. Oto hipnoz, basit rahatlamalara ve stres atmaya yardim eder. Oto hipnoz’u öğrenmek için ve daha başka sorularınız için, email adresimden ulaşabilirsiniz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

REFERENCES

·      Freud, S. (1971). Introductory lectures on psychoanalysis (1916-17). Part III. General theory of the neuroses (1917). Lecture XIX: Resistance and repression. PsycEXTRA Dataset. doi:10.1037/e417472005-382

·      Laidlaw, T. M., & Large, R. G. (1997). Harvard group scale of hypnotic susceptibility and the creative imagination scale: Defining two separate but correlated abilities. Contemporary Hypnosis,14(1), 26-36. doi:10.1002/ch.80